1 Temmuz 2014 Salı

Siirt Üniversitesinden Tarihi Başarı

30 Haziran 2014 04:38


Nerden başlayayım, kalemimin ucuyla pardon şey bilgisayarımın tuşlarıyla yazımı yazacak kadar beni heyecanlandıran bu yazı diyebilirim ki son yıllarda –en son ne zaman yazmıştım bilmiyorum- yazarken bana en çok heyecan veren yazı oluyor öyle ki hala giriş bile yapamıyorum. Neyse şeytanın bütün laneti mazlumların ahını inletenlerin üzerine olsun diyerek içimi kıpır kıpır eden yazıya başlayayım.

Dünya çapında ün salmış; aydınların gıptayla baktığı, yazarların yazılarına konu etmek için birbiriyle yarıştığı, sanat dünyasının eserlerine ilham kaynağı olan Siirt’imizin medarı iftiharı bir kurumun başarı öykülerini yazmak kolay mı? Bu kolay olmayan konuda yazı yazmak sizce de heyecan vermez mi? Neyse ben başlayayım, siz de sonuna kadar yazımı okuyun, sakın yarıda keseyim demeyin, yarıda keserseniz öbür dünyada eğer gömlek giyerseniz iki elim yakanızda olacak, hele giyeceğiniz gömlek markalıysa yandınız.

Dünya çapında meşhur olmuş bilim adamları bile bir kısır döngü içinde küçücük bilimleriyle uğraşırken üniversitemizin turistlik amaçlı bir uzay gemisi inşa etme girişimiyle ilk başarı öyküsüne nihayet başlamış oldum; ne oldu size basit bir başarı gibi mi geldi, erkekseniz – burada biraz cinsiyet ayrımına gittim, bayanlar lütfen alınmayın, lafın gelişi- evet erkekseniz siz bir uzay gemisi değil de bir uzay taksisi yapın da görelim. Ha yapamıyorsanız gülmeyin. Sayın üniversitemin değerli liderleri siz bu küçümseyici bakışlara, bu alayımsı gülüşlere aldırmayın, yapın bu uzay mekiğini onlar kıskançlıktan çatır çatır çatlasın, millet bilim nedir, kilim nedir görsün. Kilim nerden çıktı? Neyse evet yapın uzay mekiğini şey uzay gemisi mi diyorduk, yapın da o kıskançlıktan çatlayanların hiçbirini gemiye almayın, bütün hayvan türlerinden birini alın ama sizi hafife alanları siz de almayın. Sizi hafife alanlar gemide ağırlık yapacaktır. O gün gelir de yola çıktığınızda şayet Nuh’un gemisiyle karşılaşırsanız Siirt-56 plakalı gemimizle hafif bir selamun aleyküm selamını çakmayı unutmayın. Tabi vicdan sahibi müslümana, hakkı hukuku bilip tanıyana selam vermeyi unutmamışsanız.

Siirt Üniversitesinin uzayda yaptığı araştırmalar sonucunda keşfettiği yeni gezegende yaşamsal kaynaklara ulaşılması yetmiyormuş gibi yaşayan insanları keşfetmesi bilim insanın yüzünü Siirt’te çevirmelerine neden oldu. Tıp dünyası, yüzünü Siirt’te çeviren bilim adamlarının yüzünü doğrultmayı bir türlü beceremedi.  En sonunda kuş uçmaz doktor geçmez, yaşatmaya çalıştıkları diller için bir buçuk senedir öğretmen bulunmuyor denilen Siirt’te yapılan Tıp fakültesinin saygı değer doktor adayı birinci sınıf öğrencisi Abuziddin Selami, yüzlerini Siirt’te çeviren bilim adamlarına yedirdiği Siirt fıstığı ve Siirt bıtımı karışımı macun ile yüzlerini doğrultmayı başardı.

Keşfedilen yeni gezegende yaşayan canlıların olduğu kesin olmasına rağmen bu canlıların yaşayan dillerinin olup olup olmadığı bu gezegende Türklerin yaşayıp yaşamadıklarına bakılarak anlaşılacak.Şayet gezegende Türklerle birlikte Kürt diye bir ırkın varlığı tespit edilirse orada çok sayıda cezaevlerinin ve Nevala Kasaba gibi modern toplu gömülerin olmasına kesin gözüyle bakılmakta.

Bitmedi, Siirt için düşündüler taşındılar, uyumadılar yattılar, yemediler içtiler bu cümlede bir sorun var ama neyse sonra kontrol ederim, evet yanlış duymadınız böyle bir fedakarlığı bizim için, sizin için işsiz kalan çocuklarımız için işsiz kalan ağabeylerimiz, ablalarımız, teyzelerimiz, amcaoğullarımız, teyzemiz için; işsiz kalan dedemiz , ninemiz için yetmedi iki yaşındaki bebeklerimiz için iş imkanı yaratacak bir proje hazırladılar. Proje beklenen sonucun ötesinde bir başarı elde edince Siirt artık işçi arıyor oldu, sıkı durun saçlarınıza inanamayacaksınız.Siirt Üniversitesinde yapılan başarılı çalışmaların sonunda ortaya çıkan bir araştırma ve araştırmanın ortaya koyduğu sonuçlar bir projeye dönüşünce Almanya’dan göçmen işçiye ihtiyaç duymaya başladık. İnanılır gibi değil, ama inanın, istemiyorsanız da inanmayın.

Gün başarı günü saymakla bitmiyor, bütün dünyanın beynini alak bulak eden, stratejistleri en çok uğraştıran, yarının 3. Dünya savaşı nedeni enerji meselesini çözmek kime nasip oldu. Tabi ki bizim üniversitemize. Ne artık Kezer’deki Termik Santralline ne de doğamızı, çevremizi alt üst eden barajlara ihtiyaç kaldı. Termik santrallere ve barajlara karşı canı pahasına mücadele eden üniversitemizin değerli çevresever dostları ilimizde yağan dolu yağışlarının çarpma hızından , Siirt Belediyesinden gizli -kaçak- çekilen musluklardan akan sulardan ve duyduklarınıza inanmayacaksınız, Ramazan ayında yerlere tükürecek olan insanlarımızın tükürük şiddetinden elektrik elde etmeyi başararak Gines rekorlar kitabını adını yazmadı. Çünkü ginesin adamlarını de ben seçerim diyen başbakanımıza Gines, haydi ya deyince olanlar oldu. Biz de rekordan mahrum kaldık.

Bir buçuk yıla yakın bir süredir açtığınız ensititü için tek bir öğrenci dahi almadan dönemi kapatmanız Siirt’te ve dünya medyasında büyük yankı uyandırdı.Bu dünya tarihine örnek olan girişiminiz için yaşayan, yaşamayan,yaşamak için çırpınan,az önce morga kaldırılan bütün diller size minetardır. Çünkü siz iki kişilik bir ekiple Siirt’te yüce dilimiz Türkçe için var olan engellere karşı göğsünüzü siper ettiniz, yumruklarınızı kılıç kalkan yaptınız.Yaşamak için çırpınıp da ayakbağı olan Arapça ve Kürtçe gibi çağdışı kalmış, ilkel dillere aman vermediniz.Arkasından Fatiha bile okunmadan ölmüş olan, ölecek olan, ölmek için sizin son vuruşunuzu bekleyen hafif yaralı, ağır yaralı bu dillerin Türkçe’ye verdiği zararı görerek enstitü kapısını yüzlerine çarpmanız bizi ziyadesiyle onurlandırmıştır.Biz size inanıyoruz ve güveniyoruz ki o kapıdan Türkçe dışında hiçbir dili sokmayacaksınız.Gerçi Kürtçe bilen birisini sekreter yaptığınızı esefle karşıladık; ama biliyoruz ki “Bir Türk dünyaya bedeldir” şiarıyla yaşayan “Tek dil, tek vatan, tek bayrak, tek millet,  tek tuvalet,tek banyo, üç çocuk azmiyle görevlendirilen müdür sayesinde o adamı da etkisiz hale getirip Türkçeyi dış, iç,orta sol, sağ, aşağı yukarı mihraklardan koruyacaksınız. Sizin sayenizde göğsümüz kabaracak, artık kabartma tuzu kullanmamıza bile gerek kalmayacak. Size minettarız, sizin için ne kadar beddua, şey pardon dua etsek azdır, Allah sizi başımızdan kulağımızdan burnumuzdan eksik etmesin.

İşte bu başarıyı nasıl anlatacağımı bilemiyorum, bu başarı için kelimeler kifayetsiz kalır, şarkılar ezgisiz,inekler sütsüz kalır, hatta 500 GB har-disk bile yetmez yedek sürücüye başvurmak zorunda kalırım. Biliyorum tahmin ettiniz, evet işte bu konu, hangi konuydu ya, ha tamam hatırladım. Üniversitenin barışa ve Kürt sorununun çözümüne yönelik attığı adımları kastettiğimi leb demeden anladınız. Demokrasiyi iliklerine kadar yaşayan üniversitemizden de bu beklenir. Kürt sorunun çözümü ve barışın sağlanması adına yaptığınız araştırmaların kütüphanenize sığmadığını şu an kiralık kütüphane aradığınızı bilmediğimizi mi sanıyorsunuz. Helal olsun size. Tutuklu siyasiler, dağdaki gençlerin durumu, kalıcı barışın sağlanması, Kürt çocuklarının cezaevi işkenceleri, cumartesi annelerinin dramı, yeni yapılan karakollar yüreğinizi öyle bir dağlamakta, yüreğinizi öyle bir yakıp kavurmakta ki her gün konferanslar, paneller ; açık ,kapalı yarı açık oturumlar  yaparak gözlerimi yaşarttınız. Zaten bir siz bir de gaz bombaları gözlerimi yaşartmıştır. Allah’ın başka hiçbir kulu gözlerimi yaşartmamıştır.Bu büyük fedekarlıklar size dünyanın bütün ödüllerini hakkettiriyor.Bunun bilincinde olan dünya barış elçileri sıraya girdi bile. En son Nobel Barış ödülünü hakketmenize rağmen Alman Başbakanı Merkel’in “Ödül Komisyonunda bulunan dayısının aracılığıyla ödülü amcasının teyzesinin ninesinin yengesine verdirdiğini siz bize nezaketen söylemeseniz de bizler biliyoruz.

İnsan Haklarına aşırı riayet eden üniversitenin makamlara aldığı kişiler için en önemli kriterin kalite ve liyakat olduğunu ayrıca üniversitenin hakkaniyetten şaşmadığını siz mütevazilik gereği saklasanız bile cümle alem biliyor. Liyakat gereği ya da Avrupa standartları gereği en az iki dil (Türkçe ve Arapça) bilen, en az iki AKP’liyle en az iki yıllık dostluğu olan; başımızın tacı milletvekilimizle birinci dereceden akraba, 10. dereceye kadar arkadaş, 19,5 dereceye kadar tanıdık ve BİR-SEN’le biten devrimci-antikapitalist sendikaya üye olan kişileri üniversitemize almanız sizi cennet mekanında izleyen Adaletin mihenk taşı Hz. Ömer’in gözlerini yaşartmıştır. O zaten sağ olsaydı adaletin kılıcını taşıyıp kendine yük yapacağına üniversitemizin yönetimine bağışlardı. Siz ki Hz. Ömer’in adaletini Siirt’te canlandırdınız,Siirt kavmi bunun için size minnettardır, Siirt kavmi sizinle iftihar ediyor, sizlerle gurur duyuyor, sizlerle govend tutup şemame oynamak istiyor, tilili çekip “hey zava kê zava rektor zava“ demek istiyor.

Avrupa’nın saygın üniversiteleri sizi adalet konulu tezlerine konu etmek, saygısız üniversiteler ise tezlerine konu etmemek için birbirleriyle yarışır oldular.

Yaz yaz bitmiyor  başarı öykümüz, hele bu son öykümüz var ya anlatsam gözyaşlarınıza boğulacaksınız. Onun için yüzme bilemeyenler lütfen okumasın. Bir üniversite düşünün ki halkının rahatını düşünsün ve halkı yorulmasın diye iş yükünü hafiflemeye çalışsın. İşte bizim üniversitemizin farkı bu.Siirt üniversitesinin değerli ARGE çalışma grubu üyeleri gece gündüz demeden hatta gece yarısı bile demeden okullarda çok yorulan, bitap düşmüş, onca yıllara meydan okuyup da artık motivasyonu sıfırlanmış öğretmen ve idarecileri  dinlenmeleri için üniversiteye müdür yaptı. Üniversite çok amaçlı bir yapıysa bir amacı da dinlendirme merkezi olması  suç mu? Hele yorulan insanı dinlendirmek gibi kutsal bir görevi üstlenmişse bırakın suç olmasını takdire şayan bir davranış olarak görmek gerekir.Siirt Milli Eğitimi sizinle gurur duyuyor. Ancak Siirt Milli Eğitiminin sizden bir ricası var, onlar utanıyor söylemeye onların yerine ben söyleyeyim, onların sözcüsü olayım; okullarda kadrolu çalışan yardımcı hizmetliler var, bu adamlar okulu temizlemeye üşeniyorlar, haklı olarak. Sabahtan akşama kadar oturup son bir saatte üç sınıfı temizlemek zordur, bunlar resmen bıkmışlar, çalışma şevki diye bir şey kalmamış. Üniversiteden bir ricamız var, bunları da bir köşeye müdür yapsınlar, inan sevaba girerler.Hele bu Ramazan da sevaplarını iki kat artırırlar.

Kurumun bu başarılarını okuyup da içten içe duygulanan ve nerdeyse koşa koşa gidip üniversitemizin değerli yönetimini kucaklama isteği hisseden   siz değerli okuyucularımızı azıcık üzecek bir durumdan bahsedeceğim. Tüm bu başarıları hazmedemeyen bazı dış mihrakların, üniversitemizin lisans kadrosuna eleman alımında sıkı sıkıya bağlı kaldığı “Türkçe ve Arapça” bilme şartına uymayarak Kürtçe bilen lisans öğrencilerini aldığını esefle öğrenmiş bulunmaktayım. Bugüne kadar ilkelerinden taviz vermeden hakaniyeti kendine rehber eden üniversitemize yönelik bu art niyetli girişimle üniversitemizin bembeyaz başarı sayfalarını lekelemeye çalışacaklarını düşünüyorlarsa yanılıyorlar. Rektörün yakınında durup da üniversitemizin kutsal ruhuna aykırı hareket eden, sayın rektörün sağ kolu diye tabir edilen tayfaların çizmiş olduğu geniş vizyonlu yolu ihlal ederek sınırları az buçuk aşan, üniversitenin yüce damarlarından akan o güzelim renge farklı cenahlardan renkleri katarak üniversitenin o berrak rengini bulandırmaya çalışan kesimlere sesleniyorum. Üniversitemizin kurmuş olduğu bu düzeni yıkamayacaksınız.

Değerli üniversitem, sayın rektörüm ve yönetim ekibi sizler bu yolda ilerlerken ben başarı öykülerinizi yazmaya devam edeceğim. Sizin bu sınırlara sığmayan vizyonunuza hayran kalacak binlerce insanın gözü, kulağı ve burnu üzerinizde olacak. O halde ne duruyorsunuz, çalışmaya devam edin, unutmayın siz çalışmazsanız, Siirtkavmi dilsiz şeytan olup da seyirci kalmayacak, haksızlığa karşı meydanlara inip sizleri o tahtan indirmek Siirt kavminin görevi olacak. Siz işin ehli olmayan yersiz insanları, şunun bunun kardeşi, şunun bunun dostu diye başkalarının haklarını çiğneye çiğneye koltuklara oturtmaya çalışırsanız şayet Siirt kavmi meydanlara inecek, sizlerde tüm yaptıklarınıza pişman olup kabeye tövbe etmeye gidecek orda bile Siirt lobisi şey pardon Siirt kavmi tarafından yuhalanacak insanların yüzüne bakamaz hale gelip ayakkabılarına bakmak zorunda kalacaksınız.Onun için hak hukuk deyince akla ilk gelen Siirt kavmini sakın küçümsemeyin, birkaç kendini bilmez STK dışında tüm Siirt kavmi yapacağınız en ufak hatada yakanıza yapışıp size bu dünyayı dar eder, kendinize yeni keşfettiğiniz gezegende kiralık lojman aramaya başlarsınız.Söylemedi demeyin,çünkü söyledim.

Muhammet Burak CAN

www.siirttenote.com
Üç Dilli Kozmopolit Haber Kültür Sitesi
bediii()
Bu yazarın yazıları gerçekten çok harika. İnanın Türkiyede çok farklı bir yazı tarzına öncülük ediyor. Hiciv ve eleştiri birlikte bu kadar güzel yapılamazdı. Ellerinize sağlık. Ama bu yazıyı anlamak için ciddi bir zeka sevyesi lazım. Yoksa arifcik gibiler anlamakta çok zorlanır. Bu arada diğer yazarları da siirtin aydınları olarak üniversite ile ilgili duyarlı olmaya davet ediyorum. Özellikle usulsüzlük ve taciz iddiasıyla ilgili hiç mi vicdanınız harekete geçmiyor. Hiç mi söyleyecek birşeyiniz yok. Siirt şehri bu kadar sahipsiz mi? Tillo lobisi bu kadar korkunçmu? Siirtin aydınları, köşe yazarları. gazetecileri bu işi normal mi görmeye başladılar. Neler oluyor bize Allah aşkına? Bu suskunluk, bu pasiflik bazılarına cesaret veriyor. Ve alçaldıkça alçalıyorlar..
Gönderilen Tarih - 01 Temmuz 2014 Salı (14:50)  
hüseyin()
Arifo siirt üniversitesi hangi çağı atlamış hele bi yazsana bizde öğrenelim loo:)) yahu senin adamların hala ortaçağın feodal ırkçı yapısını dahi aşmış değil. Ama haklısın başarı dediğin çok ve gereksiz para harcamaksa, başarı dediğin kadrolaşmaksa, başarı dediğin ırksal yapılanmaysa, başarı dediğin siyasetin gölgesinde bir yönetimse, başarı dediğin içi boş tabela birimler kurmaksa, başarı dediğin ortaya saçılan usulsüzlük ve fuhuş iddiaları ise Allah için çoook başarılılar:)) bende tebrik ediyorum:)) ama başarı dediğin üniversitelerarası bilimsel yayın sıralaması ise, başarı dediğin 2012 yılından beri çakılıp kalan öğrenci sayısı ise, başarı dediğin ulusal alanda ses getiren akademik çalışmalar ise, başarı dediğin hakkaniyetli ve adil bir idare ise maalesef ki durumunuz pek vahimdir. Ama senin, o menfaatten kör olmuş gözlerinle bu acı gerçekleri görmenin imkanı yoktur. Çünkü a)iyi bi kadro sana da peşkeş çekildi b)sen de iyi götürmeye devam ediyorsun c) oligarşik arap düzeninin fanatik bir neferisin d) kadro sözü verildiği için bu adaletsiz düzenin devamını isteyen bir zavallısın. De hadi seç seçeceğini
Gönderilen Tarih - 01 Temmuz 2014 Salı (14:18)  
arif()
Siirt üniversitesi çok hizli bir gelişim içerisinde bunu durdurmak isteyenler muvaffak olamayacakları. Siirt in hep geri kalmasini isteyen ler o devir bitti siirt üniversitesi çağ atladi. Siz de bence köstek değil destek olun.
Gönderilen Tarih - 30 Haziran 2014 Pazartesi (00:12)  
Kaynak : http://www.siirttenote.com/2014/06/30/35252/
               http://www.siirtnews.com/haber-5666-siirt_universitesinden_tarihi_basari.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

YORUMLAR