27 Kasım 2013 Çarşamba

SİİRT ÜNİVERSİTESİ AİLE ŞİRKETİ Mİ ?

ÖZGÜRLÜKÇÜ VE HERKESE EŞİT DAVRANACAĞI SLOGANIYLA  YOLA ÇIKAN REKTÖR ÜNİVERSİTEYİ AİLE ŞİRKETİ YAPMA YOLUNDA HIZLA İLERLİYOR MU İDDİASI?


Siirt Üniversitesi’ne atanan rektörün antidemokratik usullerle atanmış olması, “Balık baştan kokar.” atasözünü doğrularcasına bugün yaşadığımız kadrolaşma ve ötekileştirme sorununun en açık göstergesi aşağıda iddia edilmektedir?

Bu toprakların medeniyet ve kültür dünyasına büyük katkıları olan Siirt sevgi ve barış içinde üç dilin konuşulduğu bir kardeşlik şehridir, ancak Siirt Üniversitesi yönetimi bu durumun tam tersini yapmakta mıdır! Sayın ve değerli Başbakanımızın barış sürecine verdiği desteği herkesin takdirini toplamıştır. Ancak üniversitede bu sürece katkı sunacak hiçbir adım atılmadığının göstergesi Türk ve Kürt öğretim elemanları ile memurlara ciddi bir baskı uygulandığı söylenmektedir.  Mardin Artuklu Üniversitesi örnek alınması gerekirken maalesef Yaşayan Diller Enstitüsüne tek kelime Kürtçe bilmeyen birinin müdür olarak atanması acaba neyin göstergesidir. Bu güne kadar enstitüde herhangi bir çalışmanın yapılmadığı söylenmektedir.

Rektörün, Genel Sekreterin, Genel Sekreter Yardımcısının ve Personel Daire Başkanının hepsinin Arap olması ne derece doğrudur. Atamaya yetkili kişilerin hepsinin Arap olması şu soruyu ortaya çıkarmaktadır, diğer kesimlerin liyakate ve atanmaya uygun oldukları halde nasıl atanmayacakları aşikarmıdır! Neden mevcut personelden faydalanmayıp yangında mal kaçırırcasına 6 ay içinde bütün kadroları doldurdular. Eski çalışanların bundan rahatsız oldukları ve kurum aidiyetinden uzaklaşmalarına neden olmuştur. Göstermelik şeflik kadrolarının açılması diğer kadrolara yapılan atamaların örtbasımıydı? Ki daha sonra bu şeflik sınavlarını da iptal ettiler. Diğer kurumlardan getirdikleri memurların şartları şefliğe tutmadığı için mi iptal edildi?

Böyle bir oluşumun içinde liyakatin dikkate alınmadığı ve üniversitenin aile şirketi olma yolunda hızla ilerlediği söylendiği iddia edilmektedir.

1-Rektör İmam olan kardeşini kişiye özel kadro açarak Öğretim Görevlisi yapması, Polis olan kardeşini Fakülte Sekreteri yapması ve işsiz olan kardeşini ise en yüksek ücretle sözleşmeli olarak işe almıştır.

2-Genel Sekreterin de ne kadar bir akrabası varsa sözleşmeli olarak üniversiteye almış, bunun yanında ÖSYM ofisindeki memurlarında başka birimlere sürgün yasası olan 13/b-4 maddesine göre göndererek kendi yeğenini ve rektörün kardeşine yol mu açtılar? Bununla da yetinmeyip akabinde genel sekreter yeğenini ve rektörde kardeşini ösym rantından faydalandırmaya mı çalıştırdıkları iddia edilmektedir? ÖSYM Başvuru ücretlerinin diğer üniversitelerde öğrencilere burs olarak verilirken, Siirt Üniversitesinde ne yapıldığı gizlendiği iddia edilmektedir. Ayrıca ÖSYM görevlendirmeleri ve AÖF görevlerinin kendi yandaşlarına peşkeş çektikleri doğrumudur?

3-Sıkçı adından bahsedilen gölge rektör olarak ta bilinen Genel Sekreter Yardımcısı’da ne kadar akrabası varsa üniversiteye doldurduğu,

4-Siirt ilimizde bu kadar fakirin olduğu bilindiği halde Siirt Milletvekilinin herkese eşit yaklaşması gerekirken belli kesimlerden ve maddi durumları iyi olanların üniversiteye aldırdığı ve katip olan kardeşini Üniversitenin en bilgi gerektiren birimine Daire Başkanı olarak atanması sağlamıştır. Herkesin vekili olması gerekirken sadece kendi akrabalarının vekilimidir? Akraba- yeğenlerini üniversiteye aldırdığı da söylenmektedir.

Yukarıda sayılanların hepsinin olması acaba dört oyun bedelimidir? Üniversite bilimin ışığında mıdır yoksa aile şirketi yolunda mıdır?


Yukarıda sayılanların hepsi iddia mıdır yoksa üniversite yönetimi bu güne kadar hiçbir iddiaya cevap vermediği gibi bunlarda cevap vermeyip akıllarda soru işareti olarak kalmasına devam mı edecektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

YORUMLAR