“No Panich” diye yazmıştık
Üniversitedeki akademisyenler arasında seçimlerin yapılmasının ardından Ziyadanoğulları’nın 26, Erman’ın ise 4 oy alması sonucu karşısında “No Panich” diye yazmıştık. Murat hocayı sevenler ve destekleyenlere müthiş bir“özgüven” kazandıran bu ifade, Murat hoca karşısında olanları da aynı oranda öfkelendirmişti. Yorumlarda şahsımızla alay edenler, hakaret edenler gırlaydı. Üniversitedeki seçimler önemli olmakla beraber belirleyici olmadığını belirterek yüreklere su serpmiştik.
Hocanın meşhur fil hikâyesini yaşadık
Cumhurbaşkanı’na hitaben bir mektup yazalım ve hep beraber altına imzamızı atarak gönderelim demiştik STK’ların birçoğuna. Prof.Dr.Murat Erman’ı “istiyoruz” diye belirtelim dedik. Yanaşmadılar. “Bari en azından mevcut rektörü istemiyoruz, o olmasında kim olursa olsun diyelim”dedik. Ona da yanaşmadılar. Mevcut rektörün kesinlikle gitmesinden taraftılar fakat bunu açıkça belirtme riskini alamadılar. “Hiç olmazsa kişisel olarak Cumhurbaşkanlığı sitesinden görüşlerinizi iletin, merak etmeyin Cumhurbaşkanlığı isimlerinizi kimseye vermez” diye ekledik. Anlayacağınız Nasrettin hocanın meşhur fil hikayesini yaşadık. Nasrettin hoca gibi “Siirtliler 1 tane daha Ziyadanoğulları istiyor” demedik tabiî ki. Mektubumuzu yazdık tek başımıza imzamızı attık ve Siirt kamuoyuna da sunduk. Aldığımız risk helal-i hoş olsun.
Aidiyat Duygusu
Seçim sürecinde özellikle Recep Ziyadanoğulları’nı destekleyenler tarafından“ırkçılık yaygarası” koparılmaya çalışıldı. Ziyadanoğulları, Kürt olduğu için istenmiyormuş, Murat Erman ise Arap olduğu için isteniyormuş. Bu çaba seçim sürecini sabote etme girişimi olarak değerlendirildi. Hoş, “Arap olduğu için” ya da “Kürt olduğu için” birini istemek ayıp değil, günah değil. Ancak gerçek olan şu ki; rektörün liyakatlı, birikimli olması koşulu daha önemlidir.
Prof.Dr.Murat Erman’ı diğerlerinden ayırın en belirgin özellik “aidiyat”duygusudur. Yani aslen Siirtli oluşu, yakın akrabalarının halen Siirt’te yaşıyor olması, rahmete kavuşmuş onlarca akrabasının halen Siirt’te yatıyor olmaları gibi özellikler aidiyat duygusunu geliştirmekte, desteklemektedir. Bazen basit gibi görünen bu duygu kişiye müthiş enerji verebiliyor, motivasyonunu ve çabasını arttırabiliyor.
Minibüsteki Diyarbakırlılar
Üniversite rektörünün belli olduğu gün Siirt’ten Diyarbakır’a doğru minibüs yolculuğu yaptım. Yanımda oturan yolcu Diyarbakır’lı bir avukattı. Siirt’e gelip gidermiş. Sebebini sordum söylemedi. Onun yanında oturan 2 kişi ise Siirt Üniversitesi’nde okuyan ve aslen Diyarbakırlı olan öğrencilerdi. Diyarbakırlı Avukat, Rektör Ziyadanoğulları için “Devlet sana para gönderiyor ve sen bu parayı harcamayıp geri gönderiyorsun” sözlerine bir de şu cümleyi ekledi: “Eğer Siirtlilerin teveccühünü kazansaydı ilk oylamada yüksek puan almasına rağmen seçilmemesi karşısında Siirtliler ayağa kalkardı”
Diyarbakır’lı öğrenciler ise; “Abi valla biz seçilen rektörü pek tanımıyoruz ama Ziyadanoğulları’nın gitmesi üniversite için gerçekten çok isabetli oldu” dediler.
Son olarak
Uzun bir aradan sonra kendi memleketinin üniversitesine Rektör olarak gelen Prof.Dr.Murat Erman hoca, akademik başarılarıyla isminden bahsettirecektir. Böyle olduğu sürece Siirtliler.Net ekranları, Siirt Üniversitesi için bir heyecanı tetikleyen bir pencere olacaktır.
HABER YAPILAN YORUMLAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
YORUMLAR