BASINA VE KAMUOYUNA DUYURULUR
(KURULUŞUNDAN BU YANA SİİRT ÜNİVERSİTESİ)
(KURULUŞUNDAN BU YANA SİİRT ÜNİVERSİTESİ)
Siirt Üniversitesi, kuruluşundan bugüne kadarki uygulamalarıyla özgür düşünen, sorgulayan, keşfeden ve üreten bilim insanlarının özgürce faaliyet gösterdiği bir bilim merkezi olmak yerine; cemaatler ve siyasi iktidarın yandaşlarına koltuk temin edilen, yandaş olmayan akademik ve idari personelin dışlandığı, kamu yararının gözetilmediği bir kurum haline gelmiştir.
Siirt Üniversitesi’ne atanan rektörlerin antidemokratik usullerle atanmış olması, “Balık baştan kokar.” atasözünü doğrularcasına bugün yaşadığımız kadrolaşma ve ötekileştirme sorununun bir politika şeklinde yürütüleceğinin en açık habercisiydi. İlk Rektör Recep Ziyadanoğulları’nın hiçbir seçim yapılmadan direk atama yoluyla göreve getirilmiş olması yetmezmiş gibi sonraki ilk rektörlük seçiminde ise kendisinin hangi yöntemle atandığını unutan Ziyadanoğulları, oy çokluğunun kendisini tekrar rektör seçtirebileceğine inanmıştı. Ancak yapılan seçimde en az oyu aldığı halde rektör olarak Murat Erman’ın seçilmesi, kadrolaşma sisteminin nasıl işlediğini Ziyadanoğulları’na hatırlatmış, kamuoyuna ise net olarak göstermiştir.
Bu tür bir anlayışla rektör olarak atanan isimlerin üniversite yönetiminde de farklı bir anlayışla hareket etmeleri beklenemezdi. Yönetime geldiği günden görevi devrettiği güne kadar üniversitenin gelişimine, bilimsel değer üretimine ve halkla bütünleşmesine yönelik gözle görülür kalıcı bir katkı sağlayamayan önceki rektör; bunların aksine cemaat ve siyasi iktidar eksenli bir kadrolaşmaya giderek koltuğunu sağlamlaştırmaya çalışmıştı. Ne yazık ki son atanan rektör de siyasi iktidarı arkasına alarak var gücüyle aynı anlayışı devam ettirmektedir.
Siirt Üniversitesinin içinde bulunduğu bugünkü durum bir bilim merkezinin özelliklerini taşımaktan oldukça uzaktır. Bunun somut verilerini şu başlıklar altında sıralayabiliriz:
KADROLAŞMA
Kuruluşundan bu yana Siirt Üniversitesi’ne atanan rektörler, bilimsel ve özgür bir üniversite ortamı yaratmak yerine, hızla cemaatler ve siyasal iktidar ekseninde bir kadrolaşma içine girmiş; bu amacını gerçekleştirmek için de karşıtı olarak düşündüğü akademik ve idari personel üzerinde baskı, dışlama ve ötekileştirme politikası yürüterek birçok akademik ve idari personelin üniversiteden ayrılmalarına sebep olmuşlardır. Yeni yönetimin kadrolaşma faaliyetlerinin en dikkat çekici tarafı ise basında da eleştirilere konu olan siyasi iktidarın mensubu bir vekilin desteği ile yürütülüyor olmasıdır.
Kuruluşundan bu yana Siirt Üniversitesi’ne atanan rektörler, bilimsel ve özgür bir üniversite ortamı yaratmak yerine, hızla cemaatler ve siyasal iktidar ekseninde bir kadrolaşma içine girmiş; bu amacını gerçekleştirmek için de karşıtı olarak düşündüğü akademik ve idari personel üzerinde baskı, dışlama ve ötekileştirme politikası yürüterek birçok akademik ve idari personelin üniversiteden ayrılmalarına sebep olmuşlardır. Yeni yönetimin kadrolaşma faaliyetlerinin en dikkat çekici tarafı ise basında da eleştirilere konu olan siyasi iktidarın mensubu bir vekilin desteği ile yürütülüyor olmasıdır.
Üniversiteye alınan akademik personel; özgür, bilimsel ve demokratik üniversite yaratma anlayışından tamamen uzak kişiye özel şart ve usullerle kadrolaşmaya gidilmekte, ayrıca üniversiteye nakil yoluyla alınan çoğu idari personelin de belli bir sendikaya üye olma şartı aranmaktadır.
Daire başkanlıkları ve sekreterliklere yapılan atamalarda liyakat sahibi mevcut çalışanlardan yararlanılmamış, tamamen siyasi iktidarın ve cemaatlerin kadrolaşmasına hizmet eden kişiler başka kurumlardan getirilerek, mevcut çalışanların kuruma olan aidiyeti zedelenmiştir.
Çalışanın en doğal hakkı olan kurumda yükselme sınavı Siirt Üniversitesi’nin kuruluşundan bu yana yapılmadığı gibi ataması yükselme sınavıyla yapılması gereken kadrolara kurum dışındaki yandaş kişilere peşkeş çekilmiştir. Örneğin; mevzuattan kaynaklı yasal boşluklardan faydalanılarak enstitü sekreterlikleri hülle basamağı olarak kullanılıp bu kişilerin hem Siirt Üniversitesi hem de başka kurumların şube müdürlüklerine atandığı herkes tarafından bilinmektedir.
ÖSYM ve diğer üniversiteler tarafından yapılan sınav görevlendirmeleri herhangi bir kritere göre yapılmadığı için görevlendirmeler keyfi olarak yapılmakta bu da görev paylaşımında adaletsizliğe sebep olmaktadır.
BİLİMSEL ÜRETİMİN AZLIĞI
Üniversitelerin öncelikli kuruluş amacı olan bilimsel üretim konusunda da Siirt Üniversitesi’nin çok geri sıralarda olduğu görülmektedir. Siirt Üniversitesi’nin URAP(University Ranking by Academic Performance) 2012 verilerine göre Türkiye’deki 153 Üniversite(2007 yılından sonra kurulan üniversiteler dâhil) içerisinde akademik performans yönünden 133. sırada, aynı yılda kurulan diğer 17 devlet üniversitesi arasında ise sondan ikinci sırada yer almaktadır. Bu başarısızlıkta şüphesiz, atamaların liyakat yerine kadrolaşma usulüyle yapılmış olmasının da büyük bir etkisi vardır.
Üniversitelerin öncelikli kuruluş amacı olan bilimsel üretim konusunda da Siirt Üniversitesi’nin çok geri sıralarda olduğu görülmektedir. Siirt Üniversitesi’nin URAP(University Ranking by Academic Performance) 2012 verilerine göre Türkiye’deki 153 Üniversite(2007 yılından sonra kurulan üniversiteler dâhil) içerisinde akademik performans yönünden 133. sırada, aynı yılda kurulan diğer 17 devlet üniversitesi arasında ise sondan ikinci sırada yer almaktadır. Bu başarısızlıkta şüphesiz, atamaların liyakat yerine kadrolaşma usulüyle yapılmış olmasının da büyük bir etkisi vardır.
Bu koşullar altındaki Siirt Üniversitesi, aşağıda da sıralanan farklı sebeplerle birlikte Türkiye’nin en az tercih edilen üniversiteleri arasında yer almakta ve bazı bölümler öğrenci yokluğundan dolayı kapanmaktadır.
YEREL SORUNLARA DUYARSIZLIK
Gelişimi ekonomik, ekolojik, sosyal ve kültürel yönden istenen düzeye bir türlü erişemeyen Siirt’in sorunlarını çözmede katkı sağlaması beklenen Siirt Üniversitesi’nin yerel sorunlara da oldukça duyarsız olduğu görülmektedir. Siirt’in son zamanlarda en büyük sorunlarından biri olan intiharlar ve kadına şiddet konularında üniversiteden herhangi ciddi bir araştırma ortaya çıkarılmadığı gibi Siirt’in kronikleşmiş sorunlarına da eğilmediği rahatlıkla söylenebilir.
Gelişimi ekonomik, ekolojik, sosyal ve kültürel yönden istenen düzeye bir türlü erişemeyen Siirt’in sorunlarını çözmede katkı sağlaması beklenen Siirt Üniversitesi’nin yerel sorunlara da oldukça duyarsız olduğu görülmektedir. Siirt’in son zamanlarda en büyük sorunlarından biri olan intiharlar ve kadına şiddet konularında üniversiteden herhangi ciddi bir araştırma ortaya çıkarılmadığı gibi Siirt’in kronikleşmiş sorunlarına da eğilmediği rahatlıkla söylenebilir.
Barajların Siirt iklimi, doğası ve ekonomisi açısından olumlu ve olumsuz yönlerini bir bilimsel araştırma yaparak ortaya koymayan Siirt Üniversitesi, iktidarın doğayı sermaye eliyle katletmesine zerre kadar eleştiri getirmemiştir.
Bünyesinde kentin sanatsal, sosyal ve kültürel yönlerden gelişmesini sağlayabilecek bölümlere sahip olmayan Siirt Üniversitesi, üç kültürlü Siirt’in kültürel dokusunun korunmasına yönelik çalışmalarda da göstermelik düzeydedir.
Üniversite yönetimi bireylerin ve değişik gruplarım istemleriyle ve kadro sorunlarına daha çok zaman ayırdığından, toplumsal sorunlara ve ilin önemli sorunlarına karşı duyarlılık geliştirmemekte, öncelikler konusunda bireyleri topluma tercih etmektedir.
ÜNİVERSİTENİN FİZİKİ VE SOSYAL KOŞULLARI
Siirt Üniversitesi’nin fiziki ve sosyal koşulları da bir bilim merkezine yakışır düzeyde değildir. Yapımı halen devam eden Kezer Kampüsü’nün de bu sorunlara yeterince çözüm olamayacağı görülmektedir.
Siirt Üniversitesi’nin fiziki yönden mevcut sorunlarına çözüm olması beklenen yeni kampüs alanında alt yapı planlaması yönünden büyük eksiklikler göze çarpmaktadır. Örneğin: yerleşkelerin olmazsa olmazlarından, binaları birbirine yer altından bağlayan sistem olarak bilinen galeri sistemi yapılmamış böylece ihtiyaç duyulduğunda defalarca kazı yapılmasına neden olunacak bir yanlışa imza atılmıştır.
Fiziki problemlerinden dolayı özel bir yapı denetim firması tarafından hakkında yıkılması gerektiğine ilişkin rapor verilmiş olan Sağlık Yüksekokulu’nda ise Siirt deprem bölgesi olduğu halde eğitime devam edilmektedir. Yıkım gerçekleştirilmediği gibi kamu kaynakları boşa harcanarak söz konusu binada boya badana gibi onarım işleri yapılmakta, burada görev yapan personel ve öğretim gören öğrencilerin can güvenliği resmen tehlikeye atılmaktadır.
Akademik ve idari personeli üniversite bünyesinde tutmanın önemli yöntemlerinden biri olan lojman ve sosyal tesis unsuruna önem verilmemiş, lojman ve sosyal tesislerin yeterince bulunmaması nedeniyle akademik personellerin başka üniversiteleri tercih ettiği görülmekte; ayrıca idari personel için lojman yapılmadığı gibi lojman yapımı için de bir plan program bulunmamaktadır. Bu da mevcut personelin başka kurumlara geçiş için arayış içine girmesine neden olmaktadır.
Sosyal faaliyetler alanında bir üniversiteye yakışır birçok çalışmaların yapıldığı da görülmüştür. Panel, konferans, konser, öğrenci şenlikleri, öğrenci topluluklarının sosyal yardımlaşma alanındaki çalışmalar ve sportif turnuvalar gibi birçok sosyal faaliyet gerçekleştirilmesi Siirt Üniversitesi’nin olumlu değerlendirilebilecek yönlerindendir. Bu tarz etkinliklerin daha verimli ve daha etkili olması için bu etkinlikler için yapılması düşünülen tesislerin üniversite bileşenlerinin (tüm personel ve öğrenciler) fikrini de alarak bir an önce yapılıp hizmete sunulması gerekmektedir.
ÖĞRENCİ SORUNLARI
Herhangi bir etkinlik veya proje konusunda topluluklar ve öğrenci konseyinin fikirlerine danışılmamıştır. Özellikle 2013 Mayıs başlarında üniversite yönetimince düzenlenen panellerde Öğrenci Konseyi’nin ve öğrenci topluluklarının fikirlerine başvurulmamış; saatler uygun olmasına rağmen o süreçte etkinlik yapmak isteyen öğrenci grupları ve öğrenci topluluklarına konferans salonu dolu şeklinde cevap verilmiştir. Öğrencilerin yapacakları etkinliklerde özellikle “ücret” tepkisiyle karşılaşmaları, topluluklara ayrılan bütçenin açıklanmaması, topluluklar tarafından yapılan etkinliklerde araba, yol, yemek masraflarının öğrencilerin kendi ceplerinden ödemesi gibi sorunlar yaşanmıştır. YÖK başkanının üniversiteyi ziyaretinde bile öğrencilerin sorunlarını dile getirilmelerinden korkulmuş ve yönetimce seçilen öğrenciler dışında hiçbir öğrenci toplantılara alınmamıştır.
Öğrencilerle yapılan görüşmeler sonucunda edinilen bilgilere göre;
Üniversite bünyesindeki bazı öğretim elemanlarının ders esnasında farklı düşünceye sahip öğrencilere tahammül edemeyip öğrencileri susturma girişiminde bulunduğu; ayrıca farklı düşünceye sahip öğretim elemanlarının antipropagandasını yaparak söz konusu öğretim elemanlarının öğrenci nezdinde itibarını düşürmeye çalıştığı öğrenilmiştir.
Bazı öğretim elemanlarının öğrenciler üzerinde not baskısı ile tahakküm kurmaya çalıştığı, bazılarının da derslere girmeme veya geç girme suretiyle öğretimi aksattığı iddia edilmektedir. Bundan dolayı daha iyi bir üniversitede öğretim almak isteyen öğrenciler, yatay geçiş ve FARABİ sisteminden faydalanmakta, bu sistemlerden faydalanamayan öğrenciler ise tekrar üniversite yerleştirme sınavına hazırlanarak Siirt Üniversitesinden ayrılmaya çalışmaktadır.
Üniversite kütüphanesinde özellikle edebi, felsefi, teori kitaplarının yoksunluğundan şikâyet eden öğrenciler, kütüphanenin sadece ders kitaplarından ibaret olduğunu belirtmektedirler.
Siirt Üniversitesi Edebiyat Topluluğu 2011-2012 akademik yılında Siirt’in konuşulan üç diline de hitap eden “Qehwe” adlı derginin taslağı önceki yönetim tarafından onaylanmış; ancak yeni yönetim onayı görmezden gelerek dergi taslağını incelemek üzere yeniden istemiştir. Edebiyat Topluluğu’nun yeniden onaya sunduğu dergi taslağı için sekiz aydır olumlu veya olumsuz bir cevap verilmediğinden dergi çıkarılamamaktadır. Topluluklar tarafından yapılan genel bir toplantıda da Öğrenci Toplulukları Koordinatörü’nün “dergi çıkarmak kanunca tehlikeli bir iştir” tepkisiyle karşılaşmışlardır.
Öğrencilerin çok rahatsızlık duyduğu bir diğer sorun da üniversite bahçesi ve bina içlerine abartılı bir biçimde konulan çok sayıdaki kameralarla sürekli gözetim altında tutularak, potansiyel suçlu olarak görülmeleridir. Aynı sıkıntıdan tüm personelin de olumsuz etkilendiği bilinmektedir.
SONUÇ
Yukarıda sayılan sorunların çözümü temelinde EĞİTİM SEN Siirt şubesi olarak:
Yukarıda sayılan sorunların çözümü temelinde EĞİTİM SEN Siirt şubesi olarak:
Siyasal iktidarın ve cemaatlerin temsil ettiği anlayışlar Üniversiteden ellerini tamamen çekmeli, özgür, bilimsel ve demokratik-katılımcı bir yönetim anlayışının hayata geçirilmesi için gerekli adımlar atılmalı ve Siirt Üniversitesi demokratik bir yapıya kavuşturulmalıdır.
Üniversitedeki kadrolaşmaya derhal son verilmelidir.
Öğretim elemanları, öğrenci ve idari personelden oluşan Danışma Kurulları derhal kurulmalıdır.
Bilimsel üretimde daha üst seviyelere ulaşabilmek için akademik personel alımında yetkinliği esas alan kriterlerin uygulanması gerekir.
Üniversite İlimizin sorunlarına yönelik daha duyarlı olmalı ve bilimsel araştırmalar yaparak çözümler üretmelidir.
Üniversitenin fiziki ve sosyal koşullarının iyileştirilmesi için:
a) Hakkında yıkım raporu düzenlenmiş olan Sağlık Yüksekokulu binası derhal boşaltılmalıdır. Ayrıca merkezi kampüsteki tüm binalara depreme karşı dayanıklılık testi yapılmalıdır.
b) Kezer Kampüsü’nde binaları yer altından birbirine bağlayan galeri sistemi yapılmalıdır.
c) Akademik ve idari personelin lojman sıkıntısı giderilmeli ve personel çocukları için bir ihtiyaç olan kreş makul bir zaman diliminde yapılmalıdır.
Öğrencilerin başta öğretim elemanları olmak üzere Üniversite ile ilgili tüm sorunları dile getirebileceği bir “Öğrenci Danışma Birimi” oluşturulmalıdır.
Öğrencilerin öğretim elemanları ile ilgi memnuniyetleri yılda iki defa anketlerle ölçülmelidir.
Üniversiteye yakışır bir kütüphane için üniversitenin kütüphanesini kaynak bakımından en kısa zamanda zenginleştirmesi gerekir.
Öğrencilerin sosyal ve kültürel faaliyet talepleri ideolojik engellere takılmamalı, bu tür konularda engelden ziyade destek olunmalıdır.
Yapılacak etkinliklerin daha etkin ve daha katılımcı olması için öğrencilerin görüşlerinin alınması gerekir.
Üniversitenin sorunlarının tespiti için tüm personel ve öğrenci topluluklarının düşünceleri alınmalı, bu düşüncelerden yola çıkılarak sorunlara çözüm üreten stratejiler geliştirilmelidir.
Üniversitenin ARGE birimi oluşturulmalı, üniversitenin tüm yönleriyle gelişmesi için ve öğretimde kalitenin yakalanması adına çözüm stratejilerini geliştirmelidir.
Her sene öğrenci personel ve Siirt halkının üniversite ile ilgili memnuniyetini ölçecek anketler uygulanmalı anketler sonucunda ortaya çıkacak zayıf alanlara yönelik gelişim stratejileri hazırlanmalıdır.
NOT: Bu rapor üniversite yönetimine sunulmak üzere hazırlanmış olup Eğitim-Sen Siirt Şubesi Yürütme Kurulu’nun defalarca yaptığı randevu taleplerine Rektörlükçe olumlu veya olumsuz herhangi bir yanıt verilmemesi nedeniyle basına ve kamuoyuna sunulmuştur.
SİİRT EĞİTİM-SEN YÜRÜTME KURULU
Kaynak :
http://www.siirtmanset.com/universite/egitim-senden-universiteye-sok-rapor-h6391.html
http://www.siirtliler.net/comment_view.php?type=1&id=6120
bak mahluk memleketimde yapıan herhaksızlık benim canımı incitir çünkü ben insanım ve insan olmanın gereğidir haksızlıkların karşısında olmak bana cevap yazmışsın sözde ama ne yazdığını neben nede okuyan hiç kimse anlamadı.makam allahındır ve geçcidr öneml olan kul hakkı yememekir senin savunuğun yönetim nekaar çalarsa taş patlasa karun kadar zengin olur.nekadar zulum yaparsa taş patlasa nemrut kadar zalim olur ama şunu unutma senin gibi zalim şakşakçıları olsa bile gün gelir bir musa çıkar onları yerin dibine sokar ...
eğitim-sen daha aktif olmalı...
bazı konularda tüm öğretim elemanları rahatsız demişsiniz. benim ve onlarca arkadaşımın görüşünü aldığınızı hatırlamıyorum.
kadın cinayetlerini araştırma konusunda sendikanızın da çalışmaları olabilir. sonuçta siz de bir stk sınız.
bazı bölümlerin kapanması konusunda da yanlış bilgiye sahipsiniz. biyoloji, kimya ve fizik gibi bölümler türkiye de genel olarak formasyon probleminden dolayı kapanmakta veya öğrenci bulamamaktadır. siirt üni. sini bu konuda odtü vs ile kıyaslamıyorsunuzdur umarım. yayın konusunda yeni açılan üni. ler ile kıyas yaparken bu konuyu da aynı üni. ler ile kıyaslamalısınız.
haklı olduğunuz konular da yok değil. bazı hocaların ders yapmadığı veya erken çıktığı bir gerçek. öğrencilere anket uygulanması önemli.